Muhyiddin İbnü'l-Arabi kimdir? Muhyiddin Arabi hangi felsefeyi savundu?
Muhyiddin İbnü’l-Arabi, 12. yüzyılın önde gelen İslam mistiklerinden biri olarak bilinir ve “şeyhü’l-ekber” (büyük şeyh) unvanıyla anılır. Endülüs’ün meşhur düşünürü, İslam felsefesine derin katkılarda bulunmuş ve tasavvufi düşünceyi zenginleştirmiştir. İbnü’l-Arabi’nin felsefesi, vahdet-i vücud (varlığın birliği) ilkesine dayanır. Peki, Muhyiddin İbnü’l-Arabi kimdir? Muhyiddin Arabi hangi felsefeyi savundu? Detaylar haberimizde…
Muhyiddin İbnü’l-Arabi, 12. yüzyılda yaşamış ve İslam felsefesinin mühim isimlerinden biri olarak kabul edilmiştir. İbnü’l-Arabi, bilhassa vahdet-i vücud anlayışıyla tanınır; bu anlayış, tüm varlıkların tek bir gerçekliğin tezahürü olduğuna inanır. Peki, Muhyiddin İbnü’l-Arabi kimdir? Muhyiddin Arabi hangi felsefeyi savundu? İşte detaylar…
Muhyiddin İbnü’l-Arabi kimdir?
Muhyiddin İbnü’l-Arabî (1165-1240), tasavvuf tarihinde mühim bir figürdür. Endülüs’te doğan ve yaşamının büyük bir kısmını İslam dünyasında çeşitli bölgelerde geçiren İbnü’l-Arabî, bilhassa Vahdet-i Vücud (varlığın birliği) öğretisiyle tanınır. Bu öğretisi, varlıkların bir tüm bulunduğunu ve her şeyin özünün Tanrı bulunduğunu savunur. Eserleri içinde Fütûḥâtü’l-Mekkiyye ve Fusûsu’l-Hikem öne çıkar.
İbnü’l-Arabî, fazlaca sayıda gezi yaparak devrin mühim âlimleri ve şeyhleriyle görüşmelerde bulunmuş, tasavvufi bilgilerini derinleştirmiştir. Seyahatleri esnasında Mekke, Şam, Bağdat, Medine ve Anadolu benzer biçimde mühim şehirleri ziyaret etmiştir.
Eleştirmenler, onun vahdet-i vücud anlayışını panteizmle karıştırmış ve bu görüşlerini kâfirce bulmuşlardır. İbnü’l-Arabî’nin görüşleri, onu tasavvuf tarihinin en tartışmalı figürlerinden biri yapmıştır. Ancak onun öğretileri, Ekberî sufiler tarafınca da benimsenmiş ve geliştirilmiştir.
Sadreddin Konevî benzer biçimde bazı sufiler, İbnü’l-Arabî’nin öğretisini devam ettirmiştir. Onun tasavvufi görüşleri, fazlaca sayıda sonraki düşünür ve ozan üstünde etkili olmuştur.
İbnü’l-Arabî’nin eserleri geniş bir yelpazeye yayılmakta olup, onun fikir dünyasını idrak etmek için mühim kaynaklardır. Bu eserlerin bir çok, onun tinsel anlayışını ve doğa ötesi görüşlerini kapsamlı bir halde ele alır.
Muhyiddin Arabi hangi felsefeyi savundu?
Muhyiddin İbnü’l-Arabî, Vahdet-i Vücud (varlığın birliği) felsefesini savunmuştur. Bu felsefe, varlıkların ve tüm yaratılmışların özünün bir tüm bulunduğunu, bu bütünün ise Tanrı bulunduğunu öne sürer. İbnü’l-Arabî’ye gore, varlıklar yüzeyde farklılıklar izah edebilir, sadece onların özünde tek bir varlık, kısaca Tanrı mevcuttur.
Bu öğretinin temelinde, Tanrı’nın her şeyde mevcut olduğu ve her şeyin Tanrı’nın bir yansıması olduğu anlayışı yatar. İbnü’l-Arabî’nin bu görüşü, tasavvufta varlık ve Tanrı anlayışını derinleştirmiş ve bilhassa şeyh-i ekber (büyük şeyh) olarak anılmasına niçin olmuştur. Ancak bu görüşler, zaman içinde bazı eleştiriler ve tartışmalara da yol açmıştır, şu sebeple bazı âlimler bu öğretinin panteizmle karıştırılabileceğini ve dolayısıyla İslam’ın temel öğretilerine aykırı olabileceğini savunmuşlardır.